Söyleşi

Yapı Kredi Kültür Sanat’ın internet üzerinden gerçekleştirdiği canlı söyleşileri, yeni konular ve konuklarla devam ediyor.

Tarih büyük ölçüde hiyerarşiktir; papaları, cumhurbaşkanlarını ve başbakanları konu edinir. Peki ya bunun sebebi bütünüyle hiyerarşik yapıdaki arşivlerin hiyerarşiler ta­rafından yaratılmasıysa? Ya aynı ölçüde güçlü ama daha az görünür şebekeleri göz ardı ediyor ve bu arşivleri komplo teorisyenlerine bırakıyorsak?

Bilgi (ve hastalıkların) hiç olmadığı kadar hızlı yayıldığı 21. yüzyıl, birçok kesim tarafından bir “şebekeler ağı” olarak da nitelendirilse de kuşağının en önemli isimlerinden Britanyalı tarihçi Niall Ferguson, YKY’den çıkan “Meydan ve Kule” kitabında sosyal şebekelerin hiç de yeni olmadıklarını öne sürüyor. Ferguson, Hıristiyanlık’ta Reform hareketini ortaya çıkaran matbaacılar ve vaizlerden Amerikan Bağımsızlık Savaşı’na öncülük eden masonlara, papaların ve kralların eski düzenini altüst eden gücün bu insan yapısı şebekeler olduğunu vurguluyor.

Aslında “ortada yeni bir durum yok” diyen yazar, kişisel bilgisayarların matbaanın rolünü üstlendiği günümüzü de “ikinci şebeke çağı” olarak nitelendiriyor. Koç Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Çağlar Keyder ve araştırmacı Dr. Bürge Elvan Erginli, farklı kaynaklar ve araştırmalardan yola çıkarak sosyal medya, teknoloji ve kültürel hareketlerin yayılımını araştıran Ferguson’un kitabını değerlendirecekler. Küresel çapta yaşanan pandeminin sosyal şebekeler üzerindeki etkisi ve yaşananların dönüştürücü etkisini ele alacaklar.

Söyleşiye buradaki linke tıklayarak, Microsoft Teams uygulaması üzerinden katılabilirsiniz.

Görsel: Athanasius Kirscher’in “Turris Babel” (1679) adlı kitabından gravür