6 Nisan 2019 Cumartesi Saat: 16:30

Geleceği Ararken

Yapı Kredi Kültür Sanat - Loca

Konferans

2012 yılından beri disiplinlerarası etkinlikler düzenleyen Poedat'ın “Geleceği Ararken” konferansları bu yıl 30 Mart ve 6 Nisan tarihlerinde Yapı Kredi Kültür Sanat-Loca'da gerçekleşiyor. Etkinlik kapsamında toplam dört oturum düzenlenecek.

Ayrıntılı bilgi için: facebook.com/events/2008098349267213

Biletler Biletix’te

III. Oturum - Sanayi 4.0 ve Yapay Zekânın Toplumsal Sınırları ve Olanakları
Konuşmacı: Özgür Narin
Saat: 16:30-18:00

Çevrimiçi kapitalizm olabilir mi? Androidler başka bir dünyayı düşleyebilir mi?

Bilim kurgu yazarı Philip K. Dick, Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi? (Do Androids Dream of Electric Sheep?) adlı ünlü kitabında akıllı makinelere ve insanı ayıran özelliklere yoğunlaşır: Örneğin “Bu makineler duygulanabilirler mi?” veya “Basit refleksin ötesinde empati kurabilirler mi?” Üstelik Dick’in bu kurgu öyküsü ve bu öyküden esinlenen ünlü film Bıçak Sırtı (Blade Runner) 2019 yılında geçer. Yarım yüzyıl önce “geleceğin dünyası” olarak betimlenen 2019 yılında biz, yapay zekâdaki gelişmeler ve Sanayi 4.0’ı tartışıyoruz. Bunu yaparken çoğunlukla teknolojiyi toplumsal bağlamından, üretim sürecinin olanaklarından ve sınırlarından kopartarak tartışıyoruz. Ya çok parıltılı bir dünya betimliyor ya da kasvetli distopyalar yaratıyoruz. Hâlbuki politik ekonominin eleştirisi, yaşadığımız dönemde ön plana çıkıp göz kamaştıran teknolojik gelişmelerin toplumsal üretim ilişkisi ile bağlantısını veriyor. Bu toplumsal ilişkileri anlamak için, sunumda birbirini tamamlayan üç sorunun peşine düşeceğiz.

Yanıtını arayacağımız ilk soru şudur: Haklı olarak büyük heyecan veren bu teknolojik gelişmeler, kapitalizmi ekonominin uzun dalgalarından, krizden kurtarabilir mi? Parlak buluşlar, sanayide robotlar ve algoritmalar, yapay zekâ, kapitalist bir üretimin sürdürülebilirliğini garantiler mi? Sadece çalışma koşullarında yaratacağı değişim, işsizlik ve yeni işler değil, bizzat teknobilim üretiminin kendisi de bu ekonomiden muaf kalabilir mi?

İkinci soru, ekonominin genel eğilimlerinden öznelerine geçerek tamamlanıyor; çünkü ekonomi teknik bir süreç değil, aksine toplumsal bir süreç ve toplumsal öznelere dayanıyor. Sanayi 4.0 projesiyle algoritmalar, robotlar ve otomasyon ile özne yani toplumsal ilişkiler devre dışı mı kalıyor? Çevrimiçi bir üretim, kapitalizm mi doğuyor? Sanayi 4.0, sanayide dijital ağlara bağlı üretim süreci ile veri analizini birleştirme ve akıllı fabrikalarla üretimin bütünleşmesini öngören Avrupa merkezli bir proje olarak ortaya çıktı ve yaygınlaştı. Siberfiziksel sistemler ve akıllı fabrikalar, bulut bilişim ve yapay zekâ gibi teknolojik yenilikleri kullanarak sanayinin bütünleşik otomasyonunu öngörüyor. O zaman şu sorular doğmaktadır: Eğer tüm üretim süreci sayısallaştırılıyor, veriye dönüştürülüyor ve ağ ve bilgisayarlar ile denetleniyorsa söylemin ima ettiği gibi ortaya çıkan “büyük veri” analiz edilerek optimizasyon yapılabilir, sanayi tümüyle bütünleşebilir mi? Algoritmalar, toplumsal sınıflardan ve onların çelişkilerinden bağımsız kalabilirler mi? Kârı ve çıkarları azamileştirmeye dayanan bir üretim sisteminde çevrimiçi bir kapitalizm olanaklı mıdır? Sınırları nelerdir? Bu sorunun peşine düşeceğiz.

Son olarak üçüncü soruda ise, gelecek toplumu, bizi nasıl bir geleceğin beklediğini sorgulayacağız. Elbette ki akıntısına kapıldığımız değil üstüne düşünüp yapımına katıldığımız bir gelecekten bahsediyoruz: “Androidler başka, daha iyi bir dünyayı düşleyebilirler mi?” Yoksa onu bizler mi düşleyecek ve kuracağız? Yapay zekânın ve sanayinin algoritmalar, robotlarla yönetimi hangi toplumsal ilişkilerle gerçekleşebilir ve bu bize nasıl bir dünya vaat eder?

Sunumun sonunda, bu gelecek dünyanın kasvetli bir distopya mı yoksa üretimdeki sınırların aşıldığı, insanların neşeli ve aktif özneler olduğu bir gelecek mi olduğu konusunda tartışacağız. Fredric Jameson’ın sözü yoksa doğru mu: “Alternatif bir dünyayı düşünmek yerine dünyanın çöküşü, başımıza gelecek felaketler üzerine düşünmek daha mı kolay geliyor?”

Özgür Narin, Ordu Üniversitesi İktisat Bölümü’nde öğretim üyesidir. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi’nde “teknoloji ve emek süreçleri” üzerine Kalkınma İktisadı ve İktisadi Büyüme Doktora Programı’nı tamamladı. New York Üniversitesi’nde misafir öğretim üyesi olarak teknoloji, kriz ve sınıflar üzerine çalıştı. Toplumsal sınıflar, teknoloji, kapitalizmde bilim ve teknoloji üretiminin çelişkileri, bilimcinin emek sürecindeki dönüşümü ve üniversitelerin dönüşümü üzerine çalışmaları bulunmaktadır. “Bilim, teknoloji ve toplum” platformu olan IstanbuLab’da çalışma yürütmektedir. Kimi çalışmalarına nyu.academia.edu/OzgurNarin ve stsistanbul.org/2017/10/30/ozgur-narin bağlantılarından ulaşılabilir.

IV. Oturum - Sanal Gerçeklik: Dün, Bugün, Yarın
Konuşmacı: Selin İşmen
Saat: 18:00-20:00

Antik Çağ’dan günümüze mutlak gerçekliğe ve karşıtı olan kavramlara ilişkin değerler, yargılar ve sorgulamalar, genişletilmiş gerçeklik (extended reality) çatısındaki teknolojilerle tekrar gündeme geliyor.

Sunumda gerçeğin “boyut” kazandığı süreç sanal gerçekliğin deneysel geçmişiyle ele alınacak, akıllı telefonların ve sosyal medyanın büyük çıkışı sonucunda yaşanan kırılmayla gerçekliğin günümüzün zenginleştirilmiş yaşam teknolojilerinden biri hâline geldiği vurgulanacak ve sanal gerçekliğin eğlenme, öğretme, üretme, sosyalleşme ve muhtemelen düşünme biçimlerimizi nasıl değiştirebileceğine odaklanılarak geleceğin sanal gerçeklik öngörüleri paylaşılacaktır.

Sanal gerçeklikten (virtual reality) karma gerçeklik (mixed reality) teknolojilerine hayatımıza giren ve girme hazırlığında bulunan uygulamalar üzerinden bizi hangi yeni gerçekliklerin beklediği de tartışılacak ve bu anlamda yeni “biz”in biraz distopik ve biraz da ütopik olan, ama kesinlikle deneyimin yoğunluk ve boyut kazandığı bir dünya ile nasıl yüzleşeceği irdelenecektir.

Profesyonel yaşamına bilişim teknolojileri alanında başlayan Selin İşmen, 2010 WSET eğitimi sonrasında bağ ürünleri firmalarında eğitmenlik görevini üstlenerek kariyer değişikliğine gitti: Türkiye’nin dört bir yanında eğitimler verdi, araştırma ve deneyimlerinden yola çıkarak eğitim program tasarımı hakkında bir yüksek lisans çalışması yazdı. Vinistanbul markasını kurduktan sonra eğitimde kalite standartizasyonu ve fırsat eşitliğini savunarak alanında bir ilki gerçekleştirdi ve sanal gerçeklikte bağcılık eğitimi simülasyonu VitiVR’ın prototipiyle önoloji ve tarım öğrencilerine pratik yapma imkânı tanıdı. Eğitimde geleneksel metodojileri izleyen Fransa’daki ve İtalya’daki üniversitelerde çalışma desteklendi; 2017’de Almanya’da kullanıcı deneyimine sunuldu. İşmen, Bahçeşehir Üniversitesi’nin sanal gerçeklik laboratuvarı VR1 BAU'da araştırmalarını sürdürüyor.

Katılımcılar

Özgür Narin, Selin İşmen

ÜCRETLİ